top of page

Ceza hukuku, toplumun temel değerlerini ve düzenini korumak amacıyla suç olarak tanımlanan insan davranışlarını ve bu davranışlara uygulanan yaptırımları (cezaları ve güvenlik tedbirlerini) düzenleyen kamu hukuku dalıdır. Amacı, bireylerin ve toplumun güvenliğini sağlamak, suç işlemeyi önlemek ve işlenen suçların karşılığını adil bir şekilde vermek suretiyle hukuki barışı tesis etmektir.

Ceza Hukukunun Temel Kavramları

Ceza hukukunu anlamak için bazı temel kavramları açıklamak gerekmektedir:

Suç: Hukuk düzeni tarafından yasaklanmış ve yaptırıma bağlanmış insan davranışıdır. Her suç, kanunda açıkça tanımlanmış olmalıdır (kanunilik ilkesi).
Fail: Suçu işleyen kişidir.
Mağdur: Suçtan zarar gören kişidir.
Ceza: Suç işleyen faile uygulanan, özgürlüğü kısıtlayıcı (hapis cezası) veya ekonomik (adli para cezası) nitelikteki yaptırımdır.
Güvenlik Tedbiri: Suç işlendikten sonra veya suç işleme tehlikesi bulunan kişilere uygulanan, toplumun güvenliğini sağlamayı ve suç işlemeyi engellemeyi amaçlayan yaptırımlardır (örneğin, belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri).
Kusur: Failin, hukuka aykırı davranışı nedeniyle kınanabilir olmasıdır. Ceza sorumluluğunun temelini oluşturur. Kusur, kast veya taksir şeklinde ortaya çıkabilir.
Kast: Failin, suçun kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesidir.
Taksir: Failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı sonucu, öngörülmesi mümkün olan ancak istenmeyen bir neticenin meydana gelmesidir.
Hukuka Aykırılık: Fiilin, hukuk düzeninin genel normlarına aykırı olmasıdır.
Ceza Sorumluluğu: Kişinin, işlediği suçtan dolayı ceza hukuku kurallarına göre sorumlu tutulabilmesidir. Ceza sorumluluğu için failin kusurlu olması gereklidir.

Ceza Hukukunun Temel İlkeleri

Ceza hukuku, bir dizi temel ilke üzerine inşa edilmiştir:

Kanunilik İlkesi (Nullum crimen sine lege, nulla poena sine lege): "Kanunsuz suç ve ceza olmaz." Bu ilke, bir fiilin suç sayılabilmesi ve bu fiile ceza verilebilmesi için, fiilin işlenmesinden önce yürürlüğe girmiş bir kanun hükmünün bulunmasını gerektirir. Bu ilke, belirlilik, kıyas yasağı ve aleyhe geçmişe yürüme yasağı alt ilkelerini de içerir.
Kusur İlkesi (Nulla poena sine culpa): "Kusursuz ceza olmaz." Bir kişinin cezalandırılabilmesi için, işlediği fiilde kusurlu olması gerekir. Kusur, kast veya taksir şeklinde olabilir.
Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği İlkesi: Herkes kendi fiilinden sorumludur. Başkasının fiilinden dolayı kimse cezalandırılamaz.
Masumiyet Karinesi: Suçu sabit oluncaya kadar herkes masumdur. Bu ilke, yargılama sürecinde sanığın suçluluğu kesinleşene kadar suçsuz kabul edilmesini ifade eder.
İnsan Haysiyetine Saygı İlkesi: Cezalar ve güvenlik tedbirleri, insan onuruna aykırı olamaz. İnfazın amacı, hükümlünün yeniden topluma kazandırılması olmalıdır.
Orantılılık İlkesi: Verilecek ceza, işlenen suçun ağırlığı ve failin kusuru ile orantılı olmalıdır. Aşırı ve adaletsiz cezaların verilmesini engellemeyi amaçlar.
Son Çare İlkesi (Ultima ratio): Ceza hukuku, toplumsal sorunlara başvurulacak en son çare olmalıdır. Diğer hukuk dalları veya sosyal politikalarla çözülebilecek sorunlarda ceza hukukuna başvurulmamalıdır.
Suç Teorisi

Suç teorisi, bir insan davranışının suç olarak nitelendirilebilmesi için hangi unsurların bir arada bulunması gerektiğini inceler. Genel olarak kabul gören suç teorisi üç aşamadan oluşur:

Tipiklik: Fiilin, ceza kanununda tanımlanmış bir suça uygun olmasıdır. Bu, fiilin kanuni tanımındaki unsurları taşıması anlamına gelir.
Maddi Unsur: Suçu oluşturan dış dünyadaki hareket, netice ve nedensellik bağı gibi objektif unsurlardır.
Manevi Unsur: Failin iç dünyasıyla ilgili olan kast veya taksir gibi subjektif unsurlardır.
Hukuka Aykırılık: Tipik olan fiilin hukuk düzeninin genel normlarına aykırı olmasıdır. Bazı durumlarda (örneğin, meşru savunma, zorunluluk hali) hukuka uygunluk nedenleri bulunabilir ve bu durumda fiil suç teşkil etmez.
Kusurluluk: Tipik ve hukuka aykırı olan fiilden dolayı failin kınanabilir olmasıdır. Kusurluluğu etkileyen haller (örneğin, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, cebir, tehdit) ceza sorumluluğunu ortadan kaldırabilir veya azaltabilir.
Ceza Yargılaması Süreci

Ceza yargılaması, işlendiği iddia edilen bir suçun soruşturulması, kovuşturulması ve sonuçlandırılması sürecidir. Temel aşamaları şunlardır:

Soruşturma Aşaması: Suç işlendiği şüphesinin öğrenilmesiyle başlar ve Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülür. Amaç, suçun işlenip işlenmediğini, işlendiyse kim tarafından işlendiğini ve delilleri toplamaktır. Bu aşamada polis ve jandarma gibi kolluk kuvvetleri de savcının talimatıyla görev yapar. Şüpheli ifadeye çağrılabilir, tanıklar dinlenebilir, deliller toplanabilir ve gerektiğinde tutuklama kararı verilebilir.
Kovuşturma Aşaması: Soruşturma sonucunda yeterli şüphe oluşması halinde Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlar. Bu aşamada sanık ve müdafii (avukatı), mağdur ve vekili bulunur. Yargılama, delillerin sunulması ve tartışılması, tanıkların dinlenmesi ve sanığın savunmasının alınması şeklinde ilerler.
Karar Aşaması: Kovuşturma sonunda mahkeme, sanığın suçlu olup olmadığına karar verir. Eğer sanık suçlu bulunursa, kanunda öngörülen ceza veya güvenlik tedbirine hükmedilir. Beraat kararı verilirse, sanık suçsuz bulunur.
Kanun Yolları Aşaması: Mahkemenin verdiği karara karşı, yasal süreler içinde üst mahkemelere başvurulabilir. İstinaf ve temyiz olmak üzere iki temel kanun yolu bulunur. İstinaf, ilk derece mahkemesinin kararını hem maddi olay hem de hukuki yönden inceleyen bir üst mahkemedir. Temyiz ise, Yargıtay tarafından sadece hukuki yönden yapılan bir incelemedir.
İnfaz Aşaması: Mahkeme tarafından verilen kesinleşmiş ceza veya güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi aşamasıdır. Bu aşama, infaz kurumları ve infaz hakimlikleri tarafından yürütülür.
Ceza Hukukunun Önemi

Ceza hukuku, toplumun düzeni ve güvenliği için hayati bir öneme sahiptir:

Toplumsal Düzeni Sağlama: Suçları tanımlayarak ve bunlara yaptırımlar uygulayarak toplumun huzurunu ve güvenliğini temin eder.
Bireysel Hak ve Özgürlükleri Koruma: Suç mağdurlarının haklarını savunur ve onlara hukuki destek sağlar. Ayrıca, ceza yargılaması sürecinde sanıkların da temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını garanti eder.
Adaleti Tesis Etme: İşlenen suçların karşılığını adil bir şekilde vererek toplumda adalet duygusunun yerleşmesine katkıda bulunur.
Suç İşlemeyi Önleme: Caydırıcı cezalar ve rehabilite edici infaz yöntemleriyle suç işlemeyi engellemeyi amaçlar.
Hukuk Devletinin Varlığını Sürdürme: Ceza hukuku kuralları, devletin yetkilerini sınırlar ve keyfi uygulamaların önüne geçer.
Sonuç

Ceza hukuku, karmaşık yapısı ve derinlemesine incelenmesi gereken ilkeleriyle toplumun temel taşlarından biridir. Suçla mücadele, bireysel hakların korunması ve adil bir hukuk sisteminin tesisi için ceza hukukunun doğru anlaşılması ve uygulanması büyük önem taşımaktadır. Hukuk devletinin vazgeçilmez bir unsuru olarak, ceza hukuku sürekli gelişmekte ve değişen toplumsal ihtiyaçlara cevap vermeye çalışmaktadır.

​Kemalpaşa mahallesi, Nergis sokak No: 2 İnegöl/Bursa

  • Instagram
bottom of page